Longoz’u Savunmaya İğneada’ya Gidiyoruz! #Sonrası

“Kuzey Ormanları’nın en batısında yer alan ve ‘Longoz‘ adı verilen Amazon ile Afrika Kongo Havzası‘ndan sonra dünyadaki tek örneği olan İğneada Subasar Ormanları, nükleer santral, HES ve maden ocaklarına kurban edilmek isteniyor” diyerek Kuzey Ormanları Savunması (KOS), 5-6 Temmuz 2014 tarihlerinde Longoz’u Savunmaya İğneada’ya Gidiyoruzetkinliği gerçekleştirdi. Etkinlik sonrasını dostumuz Çiğdem Akbayrak bizleri için kaleme aldı. Peki, etkinlikte neler mi oldu?

Longoz'u Savunmaya İğneada'ya Gidiyoruz! #Sonrası

Kırklareli‘ye bağlı Demirköy İlçesi’nde yer alan İğneada Longoz Ormanları bir diğer adıyla Subasar Ormanları, başta ülkemizde daha sonra dünyada önemli bir yere sahip. İçerisinde sulak alanların bulunması dolayısıyla birçok çeşit ağaç ve bitkinin yaşam alanı iken aynı zamanda doğu ile batı arasında önemli kuş göç yolları üzerinde bulunuyor. Dünyada da nadir bulunan bu ekosistem, büyük bir Termik Santral projesi tehlikesiyle karşı karşıya. Eğer santrale dur denilmezse az rastlanan Longoz Ormanları’nın temiz havasını son kez soluyor olabiliriz. Bu sadece orman için değil; içerisinde yaşam alanı yarattığı pek çok canlı için de ölüm demek.

Kumsalında bile gelinciklerin görüldüğü yüzde 90’ı ormanlarla kaplı İğneada’nın rant kurbanı olup, yakınında bir santral projesinin gerçekleşmemesi için Kuzey Ormanları Savunması kamp etkinliği düzenledi. Etkinliği duyurup başta İğneada’da kamp yapacak olan KOS, yeşile düşman iktidarın kamp alanını yasaklamasının ardından basın toplantısı düzenleyerek İğneada’ya gitmekten vazgeçmeyeceklerini, fakat kamp alanının değiştiğini duyurdu. Kısıtlı imkânlarla bir etkinlik gerçekleşecekti. Tüm çevre ve doğa aktivistleri de bunu göze alarak etkinliğe geleceklerini sosyal medyadan duyurdu.

Cumartesi sabahı İstanbul’dan otobüsler kaldırıldı ve yola koyulduk. Önce İğneada merkezde Trakya halkı Doğal Yaşamı Koruma Vakfı (DAYKO) ve çeşitli yaşam savunucularıyla bir yürüyüş gerçekleştirdik. Yürüyüşte Cennette nükleer istemiyoruz, diren Trakya Çernobil’i unutma, diren Longoz diren Trakya diye sloganlar atıldı. Halkın da alkışı eşliğinde, hazırlanılan pankartlarla yürüyüş daha coşkulu hale geldi. Çevreciler 3. Havalimanı’ndan, Fatih Ormanları’nın imara açılmasına; Arhavi’ye, Sinop’a, Mersin’e AKP iktidarının ulaşıp rant alanı haline getirdiği her yeşile selam gönderdi.

Kuzey Ormanları Savunması’ndan Çiğdem Çidamlı’nın konuşmasının ardından basın açıklaması yapıldı ve dağıldık.  Yolculuğa kısa bir mola verip esnaftan alışveriş yaptık, daha sonra çalgılarımız türkülerimizle yola devam ettik. İğneada’ya bağlı 14 km uzaklıktaki Beğendik Köyü’ne giderken yol genişletme çalışması yüzünden her yerin beton ve toza karıştığını şahit olduk. Sahil köyüne vardığımızda herkes çadırını kurdu ve kamp boyunca tüm ihtiyaç ve taleplerimizi gidermek adına Kuzey Ormanları koordinasyon masası kuruldu. Buraya herkes aldığı yiyecekleri getirdi, o yiyeceklerle Yeryüzü Sofrası oluşturuldu ve belde halkı yetiştirdiği organik eriklerle soframıza destek verdiler. Yemeğin ardından kamp ateşi yakıldı, etrafında toplandık. Trakya yerlisi gayda çaldı. KOS’tan Başar Alipaça Kuzey Ormanlarının yapılaşmaya açılarak rant haline gelmesine karşı mücadele içinde olacağımızı dile getirdi.

Etkinliğin ikinci gününde masmavi deniz ve mis gibi ağaç kokusuyla güzel sıcak bir sabaha uyandık. Kahvaltılar yapıldı, forumlarda Trakya doğasının sorunları tartışıldı, atölyeler gerçekleştirildi, herkes ekip halinde kamp alanındaki çöpleri topladı. Daha sonra Arhavi Direnişi’ne bir fotoğraf çekilerek destek olduğumuzu gösterdik. Otobüslere binerek Longoz Orman’larına gittik. Ormanın içerisinde 2.5 km’lik bir yürüyüşün ardından Mert Gölü’nü inceledik. Ormanda yürürken de çok değişik böcek ve bitkiyle tanışma olanağı bulduk. Belki de bu sadece gördüklerimizdi :)

Longoz Ormanları her ne kadar Termik Santral için dirense de, nükleer santral projesi dedikoduları da var. Ve sanıldığı gibi sadece Trakya’yı değil, Marmara Bölgesi’ni dolayısıyla İstanbul’uda etkisi altına alacak. Nükleer, Termik ve hidroelektrik santrallerin orman tahribatının yanı sıra herhangi olası bir sızıntıda Çernobil ve ya Fukuşima facialarının yeniden yaşanabilecek olma ihtimalini göz ardı etmemek gerekiyor. Bu güzelliklerin yok olmaması ve yaşarken ölmemek için; Diren Trakya! Diren Longoz! 

Görsel temsilidir.

Katılamazsanız bile paylaşacağınız her etkinliğin, birilerinin yaşantısını değiştirebileceğini unutmayın!