Nükleere Karşı Pedal Çeviriyoruz!

18 Ağustos 2013 Pazar günü sat 14.30’da Sinop’ta “Nükleere Karşı Pedal Çeviriyoruz” etkinliği gerçekleşecektir. Etkinliğin çağrı metni ise;

Nükleere Karşı Pedal Çeviriyoruz

18 Ağustos Pazar günü sat 14.30’da Şehir Kulübü önünde buluşuyoruz.

Sinop ve Mersin’de Nükleer Güç Santralleri yapmayı planlayanlar bize yalanlar söylüyorlar!

Ülkenin enerji açığını kapatmanın en güvenli, en temiz, en ucuz yolu nükleer santralmiş!

Nükleer santrallerde çok kişi işe alınacakmış!

Oralarda arsası, tarlası olanlara çok para vereceklermiş!

Nükleer Santraller Güvenli Değildir

Amerika’nın Üç Mil Adalarında, Sovyetler Birliği’nin Çernobil’inde, Japonya’nın Fukuşima’sında olan faciaların Sinop’ta da olmayacağının garantisini kim verebilir? O ülkelerin politikacıları da kazalardan önce, teknolojilerinin çok güvenilir olduğunu söylüyorlardı! Yalanları ortaya çıktı!

Şimdi sen de aynı nükleer yalanlara inanma, kanma!

Büyük kazalar olmasa da en küçük sızıntılarda bile tüm Sinop ve çevresinde yaşayan insanlar, hayvanlarımız, balıklarımız, toprağımız, denizimiz, ormanlarımız radyasyona maruz kalacak. En başta kanser olmak üzere hastalıklar peşimizi bırakmayacak. Bütün doğamız zehirlenecek!

Sinop Çernobil olmasın! Sinop Fukuşima olmasın!

Ayrıca nükleer santral bir kere kurulduktan sonra orada nükleer silah yapmak çok basit bir iş haline gelmektedir. Çıkması muhtemel savaşlarda atom bombası kullanılması dünyanın ve insanlığın sonunu getirebilir.

Nükleer Santraller Temiz Değildir

Nükleer santrallerde soğutma işlemi için deniz suyu kullanılmaktadır ve sular kullanıldıktan sonra yine denize verilmektedir. Yani santralde hiçbir sorun çıkmasa bile denizimiz mahvolacaktır. İnsanlar artık ne o denize girmek isteyecek ne de o denizden çıkan balıkları yemek isteyecek! Turizm ve balıkçılık gelirleriyle geçinen insanlar işsiz güçsüz kalacak!

Karadeniz’in bütün hamsileri birleşin #direnhamsi #direnabalı

Nükleer atıklar da başımıza bela olacaktır. Hiçbir ülke nükleer atıklardan nasıl kurtulacağını hala bilememektedir. Türkiye gibi normal çöp sorununu çözememiş bir ülkede; radyasyon yayan, kanser yapıcı maddelerle dolu bu tehlikeli atıklardan nasıl kurtulacağız?

Nükleer kirlidir! Üç kulaklı, beş kollu çocuk doğurmak istemiyoruz!

Nükleer Santral Pahalıdır

10-12 yıl sürecek olan santral inşaatı 20-22 milyar dolara mal olacaktır. Zaten hâlihazırda ‘çöp teknoloji’ haline gelmiş olan santraller belki de o sürenin sonunda kullanımdan tamamen kalkacak ve işletilmeme kararı bile alınabilecektir. Bu santrallerin sökülmesi de yapılması kadar pahalıdır.

Ayrıca nükleer santrallerde üretilen elektrik de; rüzgâr, güneş ve sıcak yeraltı sularından elde edilen elektrikten çok daha pahalıya satılacaktır.

Vergilerimizle yapılması planlanan bu santrallere karşı söyleyecek sözümüz olmalıdır!

Nükleer Santraller Dışa Bağımlıdır

Yabancı şirketlerin kontrolünde yapılacak olan nükleer santral dışa bağımlılığımızı artıracaktır. Kendi eskimiş teknolojilerini bize satacak, kendi mühendis ve işçilerini çalıştıracak, bize de uzaktan bakmak düşecektir. Hatta santral yapımının belli bir aşamasından sonra güvenlik gerekçesi ile bizi evimizden, köyümüzden, mahallemizden uzaklaştıracaklar ve bir daha oralara adım atamayacak hale getireceklerdir. Ormanlarımızı, denizlerimizi tüm doğamızı katledecekler ve yalnızca tapulu arazilerimizin bedelini yarım yamalak ödeyip bizi doğup büyüdüğümüz yaşam alanlarımızdan süreceklerdir.

Bir Kızılderili atasözü şöyle der: “Son nehir kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak”

Birileri daha çok para kazansın diye evimizi, toprağımızı, komşularımızı, anılarımızı terk etmeyelim!

Nükleere inat yaşasın hayat!

Kaynak ve etkinliği facebook üzerinden takip etmek için tıklayınız.